Her yıl havalar soğuduğunda klinikte dikkatimi çeken bir şey olur:
Göz kuruluğu şikâyetiyle gelen hastaların sayısı belirgin şekilde artar.
Aslında bu hiç şaşırtıcı değil. Çünkü kış, göz yüzeyinin en çok etkilendiği mevsimdir.
Soğuk hava, rüzgâr, kalorifer sıcaklığı, uzun süre kapalı ortamda kalma…
Tüm bunlar gözyaşının daha hızlı buharlaşmasına neden olur.
Sonuç?
Batma, yanma, kızarıklık, sanki gözde kum varmış hissi…
Ve çoğu kişinin “Geçer diye bekledim ama geçmiyor” dediği o rahatsızlık hali.
Göz Kuruluğu Neden Kışın Artıyor?
Aslında sebep çok basit:
Soğuk hava dışarıda kurutur, kalorifer içeride.
Dışarı çıktığınızda rüzgâr gözyaşını hızla buharlaştırır.
İçeri girdiğinizde bu kez kuru, sıcak hava gözün nemini çeker.
Yani göz, iki farklı ortam arasında gidip gelirken neredeyse nefes alamaz hale gelir.
Biz nasıl kışın cildimizin kuruduğunu hissediyorsak, göz yüzeyi de aynı şekilde etkilenir.
Fakat göz, bunu bize çok daha rahatsız edici şekilde hissettirir.
Belirtiler Her Zaman Aynı Değildir
Kış aylarında hastalarım genellikle benzer cümlelerle gelir:
“Hocam bilgisayara bakarken batıyor.”
“Sabah kalkınca gözüm yapışık gibi oluyor.”
“Rüzgâr değdi mi hemen sulanıyor.”
“Akşamları lenslerimi takamıyorum.”
Göz kuruluğu sadece yanma değil; odaklanma güçlüğü, baş ağrısı ve günün sonunda yorgun bir göz hissi de yaratabilir.
Kimi zaman da ilginçtir, kuru göze rağmen göz yaşarır. Bu, gözün kuruluğa refleks olarak aşırı gözyaşı üretmeye çalışmasıdır.
Peki Ne Yapabiliriz?
Göz kuruluğu kronikleşebilir; bu yüzden “nasıl olsa geçer” diyerek beklemek pek işe yaramaz. Özellikle kış aylarında küçük önlemler çok büyük fark yaratır:
• Evinizde ve ofiste nem oranını artırın. Kalorifer ortamını iyice kurutur.
• Rüzgârlı havada gözleri koruyun. Şal bile işe yarar, göz yüzeyine direkt rüzgâr gelmesini engeller.
• Ekran molalarını artırın. Uzun süre bilgisayara baktığınızda göz kırpma sayınız yarı yarıya düşer.
• Gün içinde sık sık su için. Vücudunuz susuz kaldığında gözyaşınız da azalır.
• Alerji veya kapak iltihabı varsa mutlaka tedavi edin. Göz kuruluğunu artıran önemli faktörlerdir.
Ve tabii ki en önemlisi:
Suni gözyaşı damlaları, özellikle mevsim geçişlerinde ciddi rahatlama sağlar.
Hangi tipin size uygun olduğunu belirlemek ise mutlaka bir göz muayenesi gerektirir.
Gözleriniz Sizi Rahatsız Etmeye Başladıysa…
Kış aylarında göz kuruluğu yaşamak çok normaldir; fakat sürekli devam eden bir yanma, batma veya bulanık görme şikâyeti mutlaka değerlendirilmelidir. Göz yüzeyinin sağlıklı olması, hem net görmenin hem de konforlu yaşamanın temel şartıdır.
Bazen hastalarım bana,
“Hocam bu kadar basit bir şey bu kadar çok rahatsız eder mi?” diye sorar.
Evet, eder. Çünkü göz yüzeyi vücudun en hassas dokularından biridir. Küçücük bir değişiklik bile günlük yaşamı etkileyebilir.
Son Söz…
Kış mevsimi güzel; ama gözlerimiz için yorucu bir dönem.
Bu nedenle onları biraz daha önemseyip biraz daha özen göstermek şart.
Küçük önlemler, büyük rahatlamalar sağlar.
Unutmayalım:
Gözlerimizin konforu, yaşam kalitemizin sessiz bir ölçüsüdür.
Op. Dr. Özer Kavalcıoğlu
Göz Hastalıkları ve Cerrahisi Uzmanı
Veni Vidi Göz – Caddebostan


Twitter
WhatsApp